19 Ekim 2014 Pazar

Kitapkurdu sıfatına layık olmaya çalışmak...

Ah okumayı öyle özledim ki...
Bir gecede roman bitiren ben yaklaşık altı aydır eline bir kitap dahi almadı...
Bunu yazarken bile kendimi kınıyorum!
Sanırım yaklaşık iyi ay önce 'Ezops' bize dediki 'bookchallange' diye bişi var yapalım bizde.
Yaklaşık iki aydır liste yapmaya çalışıyorum sonunda bitti!!!
Tamamen alakasız ek istek:
Dün 'The Judge' filmini izledim deşhetti sonunda da şu şarkıyı çaldılar beni benden aldılar
yazıyı okurken bırakın şarkı size eşlik etsin ...


12 Ekim 2014 Pazar

Gecikmiş bir "Merhaba"/ 뒤늦은 인사~

Herkes ikinci yazılarını bile yazmış ben daha tanıtım yazımı yeni yazıyorum :( 

İnternet erişimim olmadığı zamanlarda 2 ay beraber Korece öğrenirken aynı zamanda çok eğlendiğim ve kaliteli vakit geçirdiğim arkadaşlarım bensiz bensiz blog açmaya karar vermişler ve benim fikrimi bile sormadan beni de bloga eklemişler :D Bu durumdan şikayetçi miyim?! Tabii ki de hayır O:) 

3 yılı aşkın süredir çeşitli bloglarda - turkishboice.com, lunaflyturkey.blogspot.com.tr, btsturkey.blogspot.com.tr  - çeviriler yaptığım için blog deneyimim var; ama daha önce hiç kendi düşüncelerimi yazdığım ve başka insanlarla paylaştığım bir blogum olmamıştı. Bu sebeple bu konuyla ilgili -çaktırmıyorum ama- içim kıpır kıpır ㅋㅋㅋㅋ Ayrıca ne biçim yazıyorsun ya yazma sen de diyebilirsiniz yani çok iddialı değilim. Deneyip göreceğim nasıl bir şey olduğunu ^^


5 Ekim 2014 Pazar

Hayatım olmuş dizi...

Sonunda benimde merakla beklediğim kısım geldi...

Polisiye dizi tanıtımı...İrit usülü...
---
Tekrardan hatırlatmak gerekirse 'Arka Sokaklar' tarzında bir polisiye diziden
bahsetmeyeceğim. Zamanında Türk dizisi izledim elbet ama bir kez yabancı dizilerin
tadını aldığınızda onların bağımlısı oluyorsunuz. Şimdiki Türk dizileri peh...
Ah birde ben öle sıradan poliseyelerden de pek hoşlanmıyorum...
Küçükken TRT1'de  'Kanıt Peşinde' adlı dizi vardı hastasıydım. Genetik mühendisi oğlana tapıyordum
çünkü :P

Hatta onun yüzünden uzun bir süre 'Büyünce ne olacaksın?' sorusuna 'genetik mühendisi polisi'
diye cevap vermişimdir...
Ama bu tür klasik dizilerin sanırım benim için modası geçti.
Daha farklı karmaşık senaryolar arıyorum.

28 Eylül 2014 Pazar

~Try Again Smile Again~

Bugün bir şarkı dolandı dilime. Tam da artık dipteyim dediğinde imdadına yetişen şeyler olur ya. Benim de şarkılar işte. "Try Again Smile Again". Adı bile yetiyor umudunun yeşermesine.

"I never give up forever"


Her zaman çabuk vazgeçen biriyim. Bu şarkıda beni motive eden sözlerden biri de budur.Şarkıların insana verdiği güce inanırım.Her bir şarkı sözü üzerine neler neler yazılabilir. Herkes kendi hayatından neler bulabilir. Ve eğer kilometrelerce uzaklıktaki insanlara umut veriyorsa şarkın,hissettirebiliyorsan anlatmak istediklerini,bu ne kadar başarılı olduğunun göstergesidir. 
Eğer hala dinlemeyen varsa kaçırılmaması gereken,vazgeçtim dediğiniz anda imdadınıza yetişecek bir parça^^


Bir de "Blue Sky" var tabi. Ah bu şarkı üzerine neler neler yazılır. Ama nasıl kelimelere dökülür bilemiyorum. Zaten dinlediğinizde anlayacaksınız ne demek istediğimi. Her dinlediğimde gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Böyle bir etkisi vardır bende. Her cümlesi ayrı umut ışığı. Umuda sımsıkı bağlı olmam gerektiğini dinledikçe daha derinden hissediyorum. Bir şarkı insanın içine ne kadar işler? O kadar işliyor işte.
Moralim bozukken göğe bakarım ve ne zaman baksam aklıma gelir "Blue Sky".
Gariptir ama dinlediğimde sanki onlarla dertleşiyormuşum hissi veriyor bana.
Bu sıcaklığı hissettiğim için Cnblue'nun her bir parçasına yazabilirim hikayemi^^

"Don't let go,the hope is in us who we are."






23 Eylül 2014 Salı

Bir GİNTAMA tanıtımı çabasıdır


   Tüm zamanların en büyük komedisi geri dönüyooooorrr.... demek isterdim ama yok yaaa bu Gintama'nın daha iki yıla filan dönüş yapacağı yok yane. Hayır bir de ben Gintama'yı SEVMEYEN insanları anlayamıyorum yavvvv... Gerçekten empati yapıyorum bak, tarafsız olarak izliyorum.
Gin-san' ın karizmasını ve şapşallıklarını felan bir tarafa bırakıyorum, ne bileyim , Kaptain Katzura'yı filan şöyle bir köşeye koyuyorum, Kagura'nın +18 sevimliliğini filan düşünmemeye çalışıyorum....
Şu an deniyorum bak.... **mayndı kontrol tayymmm**... Cık , olmadı yapamadım. Yine seviyorum, yine seviyorum. Böyle bir animeden vazgeçilebilemez. Öyle ki anime izlemeyen zaat-ı şahısları bile başlatmak için bir teşvik görevi görür bu meret.
 

21 Eylül 2014 Pazar

안녕하세요 모두!!!

Merhabalaaaaar bizim yazılarımızı okuyacak olan değerli insanlar ^.^
Anlatılacak çok marjinal bir hikayemiz yok belki ama orijinal olduğuna tüm kalbimle inandığım altı aynı kafanın birleşimini size sunuyoruz. Bazen saçma, bazen eğlenceli, bazen bilgilendirici, bazen çoşmalı kopmalı uuu beybili paylaşımlarımızla artık buradayız ;)
Ben “coffeemaniac” adı üstünde kahve manyağı, yeni diller öğrenmeyi seven, farklı kültürlere ve insanlara meraklı, önce soğuk sonra arkadaş canlısı, hayvan sever, doğasever, yeşil sever, taze mühendis, biraz yazmayı okumayı ise çok çok seven bir insanım sevgili çingularım. Kısaca şarkıda da geçtiği üzere içimde bir tuhafım dışımda hep insanım..:D 
Birkaçımız hariç herkesin blog ortamında ilk yazı deneyimi. Henüz “Enjoy Sarang” olarak ilk yazılarımız o yüzden lütfen şans dileklerinizi ve desteklerinizi bizden esirgemeyiniz J
Bu grubun bir parçası olan herkes gibi Kore aşığıyım. Böyle söyleyince ergen ergen dolaşanlar gibi algılanmayız umarım çünkü bir şeyi gönülden sevmekle ona öykünmek ve taklit ederek yaşamanın çok çok farklı uçlarda olduğuna inanıyorum. Benim Kore sevgim ne K-dramalar ne de K-popla başladı. Üniversitede temel dersimize gelen, daha önce Kore’de yaşamış dünyalar tatlısı, fikirlerine ve deneyimlerine sonsuz saygım olan hocam sayesinde başladı. Bu sevgi önceleri sadece Korece öğrenme ve kültürünü tanıma üzerineydi. Üniversitenin son senesinde bitirme projesi yaparken kafayı sıyırma noktasına geldiğimde rahatlamak için K-drama ve film izlemeye sardırdım(gerçekten çok işe yarıyordu^^) ama çok az izleyebiliyordum:/ Mezun olup lanet okulumdan kurtulunca(hell yeaaah!:D) Korece’mi geliştirmek için bu güzel insanları ve dünyalar tatlısı Koreli hocamızı tanıdığım kursa başladım. K-drama ve K-pop olayını oldukça uzak mesafeden severken iki ay civarı bir sürede kızlarımın(<3) önerileriyle baya fan olmaya yakın bir seviyeye geldim. En son böyle hayranlık seviyesini lisede falan yaşamıştım ister istemez uyanıyor içinizde kayıtsız kalamıyorsunuz J Çok eğlenceliymiş meğer yaaa:)) Şu an kızlarla k-pop dans grubu kurma gibi hayallerim var heheheh düşünün yani. Gerçi biraz yaklaştık bu hayale bence ilerleyen zamanlarda sizinle paylaşacağız.. Beklemede kalınız ;)) Evet baştaki mesafeli tavrım istisnalar hariç kayboldu gitti (çibe kayo ) çünkü gerçekten sıkıntılı zamanlarımda kesinlikle eğlendiren hiç tanımadığım, gitmediğim bu ülkenin müziğini de sanatını da kültürünü de daha çok sevmeye başladım. Tabi ki körü körüne bağlı değilim.. Kendi ülkemin insanının bile %100 arkasında durup güvenemezken uçuk laflar edemem ama merak ettikçe araştırıyorum, araştırdıkça daha da bağlanıyorum. Net fikirlerim oraya gidip bizzat deneyimledikçe değişir belki bilinmez ama şu an böylesine bir sevgiyi paylaşğım ve çok şey öğrendiğim insanları bulmaktan, onlarla ortak bir şey üretmekten çok çok mutluyum.
 
Coffeemaniac’tan sevgilerle.. (:

Merhabaaa!!!

Merhabalaarr!

Ben bir zamanların asosyali,şimdilerin sosyalleşmeye çalışanı. Üniversiteye başlamamla üzerime bir asosyallik çökmüştü ki anlatamam. Tam bir ev kuşu. Sosyalleşmemin sebebini yazıda belirteceğim^^

Efendim Kore'ye de 3-3 buçuk yıldır ilgili biriyim. Bir arkadaşımın "You're Beautiful"u izlememi önermesi ve dolayısıyla Cnblue'yu tanımamla başlayan bir serüvenim var. Ardından Korece'ye olan ilgimi de bastıramadım haliyle. Evde kendi kendime çalışayım derken baktım olmayacak bir kursa başlayayım dedim. 3 senenin yabaniliğini nasıl atacağım üzerimden,nasıl tanışacağım insanlarla derken... bu güzel 6 insanla tanıştım! Pozitif enerjilerinden etkilenmemek mümkün değil^^ Sosyalleşmemin sebebi de budur. Her buluşma ayrı eğlence. Biz bir gün yine buluşmuştuk işte. Bir blog fikri çıktı ortaya. Önceden blog açmayı düşünmüştüm;ama cesaretim yoktu. Yani ilk blog deneyimim. Bakalım neler olacak? Fighting!

Cnblue demişken,dinlediğim ilk Cnblue şarkısını da bırakayım buraya azıcık mazi olsun^^

20 Eylül 2014 Cumartesi

annyeong millet ^^

merhabalar ! 

Ben ömründe hiç blog ne bilmeyen ama grubun gazına gelen bi blogger olarak herkesi selamlıyorum :D İlk yazımda bi kendimi tanıtayım bakalım :P Kore "SARANG" ı bende 10 yıldan beri var arkadaşlar *O* Eee sonunda Korece'yi öğrenmek boynumun borcuydu ve bi kursa kaydoldum ve kazandımmmmm <3 Bu harika 6 Kore severle de bu kursta tanıştım ( Saranghae Chinguuu <3 ). E biz gün geçtikçe birbirimize bağlandık ve bi gün böyle sebepsiz yere blog açasımız geldi ve buradayız :D Umarım bugünden sonra ben bu blog işini iyice kaparım sarang grubunun ve sizin yüzünüzü kara çıkarmam... 


İyi seyirler :D Hepinize çok çok mutlu günler :D Çalgaaa !

Telliogullarindan Ezops bendeniz :p

Efenim bilinmeyen açık sularda yüzüyoruz. Vallahi billahi, bu blog işine de elimizi attık, Allah utandırmasın diyorum. Biz böyle topluca kafa dengi bir grup oluşturunca dedik ki göze görünen işlere de bulaşalım ki bu kadar zehir gibi kafa harcanmasın. Çok yazarlı bir blog olarak sizi hayal kırıklığına uğratmayacağımıza eminim ama siz yine de düzenli olarak takip edip kendiniz görün tabi ki (kekeke). Bendeniz grubun maknaesi ve denşing maşini ve aynı zamanda da rapperıyım (addafsdaf... egoya bak!) Vallahi kendim uydurmadım. Beni kışkırtıp duruyorlar yok ırırong'dur yok go crazy'dir. Ben de onları hayal kırıklığına uğratmamak için kendimi buna adadım artık ne yapayım **nefes** . Bundan sonra karşınıza ne çeşit yazılarla çıkacağız only god knows yani. Bizi izleyin anacım... - kendime bakış atmak istedim-
-bu da bahsi geçen Go Crazy! efenim. Zevkli dinlemeler.

Vuu yeni okumaya başlayanlar için yazar tanıtımı ^.^

Baylar ve bayanlar 'EnjoySarang' grubunun kaptanı konuşuyor...
Ay nasıl överek anlatsam kendimi bilemedim o yüzden bodosloma anlatarak bir an önce bu kısmı geçmek istiyorum. 
Öncesinde hiç blog deneyimim olmadı. Genelde yazmayı değil konuşmayı seven bir insanım. (Hele bildiğim bir konuysa sevmişsen bide allahhh o muhabbet uzar yemekler biter tatlılara geçilir onlarda biter türk kahvesi içilir üstüne ben hala konuşurum  o derece...)
Demem o ki ilk blog deneyimim hayırlısı olsun uzun ömürlü olsun yazdıkça mutlu olayım okuyanları da mutlu edeyim. =)
Beni oluşturan kelimeler aşağıda sıralandığı gibidir:
-Müziksever ( Eski blues-caz'lardan tutunda k-pop şarkılarına kadar geniş bir yelpazede arşivim vardır)
-Kitapkurdu ( Her ne kadar üniversitede vaktim olmasa da -ki şimdi 3 aylık bir kitap okuma listemiz var ondan daha sonra bahsedeceğim(benden önce diğerleri bahsetmezse tabi :P) - kitap aşığı bir insanım)
-Dizikolik ( Baştan söyleyeyim oturupta iki buçuk saatlik Türk dizilerine katlanamıyorum popom uyuşuyor hele o reklam araları insanı çileden çıkıyor. Onun haricinde Amerikan, İngiliz, Japon ve Kore dizileri delisiyim.)
-Animemanyağı (Aslında bir de kitapların arasına manga'yı da sıkıştırabilirdim ya da ayrı mı incelesem onu...Neyse anime diyordum... Uzun soluklusu kısa soluklusu fark etmiyor benim için çerez etkisi yapıyor)
-Gezenti ( Oooo bir yere gezi mi var ben oradayım. Normalde hantal... tembel... uyuşuk biri gözüksem de biri şuraya gidelim dedi mi algılar açılıyor gezme moduna giriveriyorum)
-Amatörfotoğrafçı ( Tam bir fotoğraf çekme hastasıyımdır... Geçen yağmur yağdıydı balkonda otururken bizim apartmanın önünde devasa bir salyangoz gördüm. Hayatımda hiç bu kadar büyük görmemiştim. Elimde telefon fırladım dışarıya değişik açılardan çekmeye çalıştım...) 
Anam baya yazmışım geri kalanını zaten keşfedersiniz...
Bir sonraki yazı konumu da belirledim : 'polisiye diziler' beklemede kalın ... =)