30 Kasım 2022 Çarşamba

DUYGULAR

Hiçbir duyguyu tam anlamıyla deneyimledigimi hissedemiyorum. Mutluyken bedenimde ayak parmaklarımdan saç tellerime kadar akması gereken o neşe sanki sadece karnımda bir kıpırtı gibi canlanıyor. Üzgünken kendimi unutup acının verdiği sızıyı hissetmem gerekirken keder, bedenime sardığım kollarımın dışına hafif bir ölüm soğuğu konduruyor. Korkarken bütün vücudumun felç olması gerekirken sadece parmaklarım hafifçe segiriyor. Öfke bedenimi tir tir titretmek yerine gözlerimde ılık yaşlar şeklinde kendini belli ediyor.

Baş ağrısı gibi mi yaşamalıyım kederi. Bölgesel bir his midir haz. O büyük metinlerde tanımladıkları benliği sarmalayan elektrik yalnız yürekte küçük bir sekme midir. Aşk dediklerinin akla gelince yüzde oluşan yandan hınzır bir gülücükle sınırlı olması ancak bana özgü bir his midir. Yoksa o büyük yazarlar bedene yayılan duyguları anlatırken kendimi sorgulatan bu his içine bürünmemi mi amaçlıyorlar. Bu cümleler soru niteliğinde bir totoloji senfonisi olarak kalacak gibidir nitekim duygular sadece duygudur. Nicelige büründürmeye çalışmak okuyucuyu kandırmaktan başka bir tasarı değil gibi görünüyor.